Okulun düzenlediği bir gezi ile kendilerini müzede bulan Sevgi ve Okan adında iki arkadaş, okulda başlattıkları oyunun devamını müzede devam ettirir ve saklanmak için müzenin deposunu kullanırlar. Bir süre sonra Sevgi her ne kadar Okan’ı depodan çıkmaya ikna etmeye çalışsa da başarılı olamaz ve kendilerini bir anda Hiçu’da bulurlar. Hiçu’dan çıkma macerasının içinde ellerinde buldukları harita ile çıkış yolunu bulmaya başlarlar. Bu macera boyunca onlara, papağan, fil, kelebek ve başka hayvanlar eşlik eder. Türlü türlü zorluklarla karşılaşsalar da büyük bir cesaret, sabır ve inançla Hiçu’nun merkezine çıkış kapısı olan Kapu’ya ulaşırlar. Orada Peri anneyle (Geyik) karşılaşırlar ve yolun sonuna varmış olurlar. Bu mutlu sonla tekrar müzenin deposuna dönen Sevgi ve Okan geçen bu zamanda hem oyunu kazanmış olur, hem de Hiçu yolculuğunda sabretmeyi, gayret etmeyi ve cesaretli olma yolunda birçok macerayı deneyimlemiş olurlar.
Hz. Mevlânâ’nın Mesnevî’sindeki hikâyelerden esinlenilmiş olan ve çocukların hayvanlarla Hiçu’da Yolculuk yaptığı bu oyunda birlik olmanın önemi ve bu birlikteliğin kazandırmış olduğu birçok temel değer işlenmektedir.